İki küçük çocuğu olan, karısını seven, işi gücü yerinde, iyi okullarda okumuş, şehrin ortasında yüksek bir rezidansta oturan kentli, sağlıklı ve orta yaşlı bir adam için "her şey yolunda" deriz, değil mi?

Erkan Altuni, bir sabah uyandığında dairesinde yalnız ve çaresiz kaldığını görür. Karısı ve çocukları onu terk etmiş, tüm iletişim imkânları elinden alınmıştır... Evde hapistir ve dış dünya ile hiçbir bağı yoktur artık.

Kıstırılmış ve yalnızlaşmış insanın, çaresizce yedi büyük günahın esiri olmasının hikâyesidir Erkan Altuni'nin hikâyesi. Kibir, kıskançlık, öfke, şehvet, oburluk, tembellik ve açgözlülük çepeçevre saracaktır Erkan'ı.

Ta ki bir sürpriz ile kendini bu kıskaçtan kurtarana dek.